Qatar Gate: AP rüşvet skandalında Türkiye bağlantısı
Avrupa Parlamentosu’nu sallayan ve “Katar Kapısı” olarak anılan yolsuzluk skandalında Türkiye ile bağlantısı olduğu ortaya çıktı. DW Turkish’in edindiği bilgiye göre, TÜRKEN Vakfı ve MÜSİAD’ın İngiltere’deki eski temsilcisi Hakan Camuz ve yönettiği şirketlerin de skandalla ilgili Brüksel’de yürütülen soruşturmada adı geçiyor.
DW Türkçe’den Serdar Vardar’ın haberine göre, geçen yıl Dünya Kupası’na ev sahipliği yapan Katar’ın Avrupa Parlamentosu’nun (AP) bazı milletvekilleri ve çalışanlarına rüşvet verdiği gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında Avrupa Parlamentosu eski Başkan Yardımcısı ve Yunan siyasetçi Eva Kaili ile hayat arkadaşı ve çocuğunun babası Francesco Giorgi tutuklandı. Giorgi, Katar Kapısı skandalının baş zanlısı olduğu düşünülen İtalyan siyasetçi ve eski AP milletvekili Antonio Panzeri’nin de yardımcısıydı.
Üç isim de önce gözaltına alındı, ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturma devam ediyor.
HAKAN CAMUZ’DAN PARAVAN ŞİRKETİNE PARA TRANSFERİ
Skandalın kilit isimlerinden Giorgi, soruşturma kapsamında yetkililere söz verdiği gibi skandalın Türkiye temaslarını gündeme getirdi.
DW Türkçe’nin ulaştığı açıklamaya göre Giorgi, Katar ve Fas’ın Avrupa politikalarını etkilemek için kullandığı bir örgütün parçası olduğunu, rüşvet trafiğinde nakit almak yerine şirket kurarak para akışını yasallaştırmaya çalıştıklarını itiraf etti. Bu amaçla İtalya’da “Equality” adlı bir paravan şirket kurduklarını söyleyen Giorgi, “İngiltere’de Hakan ve şirketine başvurmayı öneren Filistinli adını hatırlamadığım kişiydi” dedi.
AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ailesiyle ilişkileri bulunan Camuz, bir dönem Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın hukuk sözcüsü. Aslında avukat olmayan Camuz’un İngiltere’de Stoke White LTD adında bir danışmanlık firması var.
Dosyada yer alan iddialara göre şirket ve Hakan Camuz başkanlığındaki bir vakıf, 2019-2020 ortasında ‘Eşitlik’ adlı paravan şirkete en az 115 bin euro gönderdi. Belgelerde Camuz’un şirketi aracılığıyla paravan şirkete 55 bin euro, aynı dönemde 2009’da Londra’da kurulan Radiant Trust Foundation’ın hesaplarından 60 bin euro havale yapıldığı görülüyor.
Giorgi yaptığı açıklamada, teşkilatındaki görevinin “eski patronu Antonio Panzeri’nin muhasebecisi Monica Bellini ve kızı Silvia’yı Hakan ile temasa geçirmek” olduğunu söyledi. Giorgi, “Silvia avukat olarak rapor hazırlıyordu. Ben de Equality şirketine yabancı dil bilgimle yardımcı oluyordum. İtalyan şirketin İngiliz şirketini kullanması için raporların İngilizce sunulması gerekiyordu. Ben de İngilizce isteyerek hizmet verdim. Ailemden yardım istedim ama ailem aslında ne diyeceğini bilmiyordu. O da neler olduğunu bilmiyordu” dedi.
Paravan şirketin hesaplarını inceleyen yetkililer, Camuz dışında Türkiye’den başka bir şirketin de Eşitlik’e para gönderdiğini belirledi. Bu şirketin adı belgelerde “Team Tertip Basın Yayın Ticaret Limited Şirketi” olarak geçmektedir. Filistin asıllı Hamza AF Harara tarafından 2016 yılında İstanbul Fatih’te kurulan şirket, 2018 yılının Şubat ayında Lübnan vatandaşı Hassan Dergham’a devredildi. Edinilen bilgiye göre şirket, sonrasında İtalya’daki paravan şirkete toplam 200 bin euro ödedi. Aralık 2018 ile Şubat 2019 ortası arasındaki dönem.
Eski işvereni Panzeri’nin açıklamaları da Giorgi’nin para transferiyle ilgili iddialarını destekliyor. Belgelere göre Panzeri, Katar’dan gelen paranın çoğunun kendilerine “Londra’daki bir Türk iş adamı ve avukat” aracılığıyla aktarıldığını söyledi. Giorgi’nin ifadesinde bahsettiği Filistinli’nin Harara mı yoksa Dergham mı olduğu bilinmiyor. Camuz’un soruşturmaya dahil olup olmayacağı da belli değil.
CAMUZ, YOLSUZLUĞA UYUM İDDİALARINI KABUL ETMİYOR
Şu anda soruşturma dosyasında yer almayan Hakan Camuz, hakkındaki iddialarla ilgili DW Türkçe’nin sorularını yanıtladı. Paravan şirket Equality’ye ödeme yaptığını itiraf eden Camuz, Katar Kapısı soruşturmasında adı geçen siyasetçileri tanımadığını belirterek şirkete Katar lehine rüşvet parası sağlamak için para ödediği iddialarını yalanladı.
Katar’ın başkenti Doha’da Francesco Giorgi ile tanıştığını ve özellikle AP’deki başarılı lobicilik çalışmalarından etkilendiğini belirten Camuz, etik lobicilik hizmetleri almak ve Avrupa Birliği fonlarına erişim sağlamak için Giorgi’den ödemeler yaptığını söyledi.
HAKAN CAMUZ VE ERDOĞAN AİLESİ İLE İLİŞKİSİ
Daily Sabah’ın haberine göre Hakan Camuz, CNBC’de yayınlanan ve Bilal Erdoğan’ı aşırı İslamcı gruplara yardım ettiği iddia edilen İnsan Hak ve Özgürlükler ve İnsani Yardım Vakfı (İHH) ile ilişkilendiren bir habere yönelik açılan çürütme davasında , kararın 2014’te Erdoğan’ın basın sözcüsü olduğunu iddia etti.
Camuz’un İngiltere’deki şirketi de İsrail askerleri tarafından 10 kişinin hayatını kaybettiği Mavi Marmara olayını Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşımak istedi ancak mahkeme başvuruyu kabul etmedi.
Hakan Camuz, AKP iktidarının dış politikalarıyla ilgili davalarla da tanınıyor. DW Türkçe’ye gönderdiği yanıtta, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne karşı savaş suçları ve siyasi suikast suçlamalarıyla Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde dava açan ilk şirket oldular ve söz konusu kişi iddia edildi. Hindistan hükümetini Keşmir’de görevlendirdi. Avrupa’nın farklı ülkelerinde işledikleri hak suçlarından dava açtıklarını belirtti.
İlk olarak 2014 yılında ABD’de TÜRGEV (Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı) ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kurulan Ensar Vakfı işbirliğiyle kurulan TİPKEN Vakfı, 2015 yılında da İngiltere temsilcisi olmuştur. Hakan Camuz’un Londra’daki firması Stoke White’ın adresi. kurulmuş. Camuz, 2019 yılına kadar vakfın İngiltere temsilciliğini yürütmüştür.
Daha sonra vakfın yönetimi hukuk bürosundaki ortağı Türkan Akbaş ile Recep Tayyip Erdoğan’ın yakın arkadaşı ve çocukların eğitim sponsoru Remzi Gür’ün kızı Yasemin Gür Solmaz’a kaldı.
Türk ve Müslüman öğrencilere barınma, burs ve diğer kültürel programlarla yardımcı olduğu belirtilen TİPKEN Vakfı, Mayıs 2022’de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun iddialarıyla gündeme gelmişti. ABD’deki TİPKEN vakfına 100 bin liralık para göndererek, “Toplu kaçış planı yürürlükte” diyerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vakıf kılığında paralel yapılanmalarla yurt dışına para aktardığını iddia etti.
HAKAN CAMUZ – MEHMET ŞİMŞEK LİNK
Hakan Camuz’un şu anda Londra’da görev yapan eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile de temasları var. DW Türkçe’nin araştırmasına göre Mehmet Şimşek, 5 Ağustos 2021’de İngiltere’de London RS Properties adıyla firma kurdu. Şirketin kuruluşunda görev alan ve dönem yöneticisi olan kişi Hakan Camuz.
Türkiye’nin birçok yerinde köprü, viyadük, otoyol ve maden projelerini üstlenen Ek-Pet İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Reşitoğlu, Londra RS Properties firmasının Mehmet Şimşek ile bir diğer ortağı.
DW Türkçe’nin bu konu ile ilgili sorusuna Camuz, “London RS Properties, emlak şirketinin kuruluş aşamasındaki prosedürler doğrultusunda ihtiyaç nedeniyle çok kısa bir süre yöneticilik yaptığım ve yöneticiliğini üstlendiğim bir şirket. kuruluşundan hemen sonra istifa etti.” Camuz, eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i arkadaşı olarak nitelendirdi.
Mehmet Şimşek ise DW Türkçe’nin konuyla ilgili sorularını yanıtlamadı.
SAHTE EVLİLİKLERİ Düzenleyen Göçmenlik Uzmanı
Çamuz, DW Türkçe’ye verdiği yanıtlarda, faaliyetlerini “Göç hukuku alanındaki çalışmalarımız son 10 yılda daha çok insan hakları ihlalleri ve savaş suçları üzerine yoğunlaştı” şeklinde açıkladı.
Mütevelli heyetinde yer alan ve bir insan hakları örgütü olarak tanıtılan Radiant Trust’ın internet sitesine göre, vakfın sadece bir çalışanı var. Operasyon Müdürü Zafer Altınbaş’tır. Radiant Trust sayfasına göre Altınbaş, göçmenlik ve insan hakları konusunda uzman. 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
İtalyanca bildiği belirtilen Zafer Altınbaş, 26 Nisan 2019’da Londra’da kurduğu şirketi Black Pearl Management Consultancy’nin yönetimini 26 Ekim 2021’de Hakan Camuz’a devretti.
KATAR KAPISINDA NE OLDU?
Belçika’nın başkenti Brüksel’de savcılığın yürüttüğü yolsuzluk soruşturması kapsamında Aralık 2022’de 16 eve düzenlenen baskınlarda 1.5 milyon euro nakit ele geçirildi ve Yunan siyasetçi Eva Kaili gözaltına alındı. Polis, Kaili’nin dairesinde yapılan aramada büyük miktarda nakit içeren çantalar bulduğunu duyurdu. Aralarında 2022 FIFA Dünya Kupası’nın ev sahibi olan Katar ve Fas’ın da bulunduğu ülkelerin AP milletvekillerine ve çalışanlarına rüşvet verdikleri iddiasıyla başlatılan soruşturmada dört kişi tutuklandı.
Ancak Panzeri ve Giorgi, diğer AP üyelerini etkilemek için Katar ve Fas’tan rüşvet aldıklarını kabul ederek savcılıkla anlaştıktan sonra denetimli serbestlik şartıyla serbest bırakıldı. Aralık ayında tutuklanan ve tüm suçlamaları reddeden Eva Kaili, 14 Nisan’a kadar tutuklu kaldı. Kaili’nin bu tarihte şartlı salıverilmesiyle tutuklu sanık kalmadı. Soruşturma devam ediyor.
Giorgi ve Panzeri’nin haftalarca aynı hücreyi paylaştıkları basına yansıdı, bu da gözaltında birlikte savunma planlamış olabilecekleri yönünde suçlamalara yol açtı. Uzmanlara göre, Belçika’da daha önce iki zanlının kasten bir hücreye kapatılıp konuşmalarının kaydedildiği vakalar yaşandı.
DW tarafından incelenen belgelere göre Panzeri, Kaili’nin 2019 Avrupa Parlamentosu seçim kampanyasını finanse etmek için Katar’dan 250.000 avro aldığını iddia etti.
VERGİ CENNETİNDE KATAR ŞEYKİ’NİN ŞİRKETİ
Öte yandan DW’nin araştırmasına göre, Katar’ı yöneten Al-Thani sülalesinin üyesi ve Qatar International Islamic Bank’ın Genel Müdürü Khalid Thani Al Thani, adada kayıtlı Radiant Properties Limited adlı bir firmanın sahibi. Jersey, İngiltere’de bir vergi cenneti.
Süddeutsche Zeitung ve Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nun (ICIJ) 2017 yılında yayımladığı “Paradise Papers” belgelerinde Appleby Hukuk Bürosu arşivlerinde Jersey’de kayıtlı Radiant Properties Limited adlı bir firmanın Radiant tarafından yönetildiği belirtiliyor. Trust, İngiltere’de de kayıtlı. Ancak söz konusu Radiant Trust’ın Hakan Camuz’un mütevelli heyetinde bulunduğu vakıf olduğuna dair belgelerde herhangi bir delil bulunmamaktadır.
DW’nin tüm sorularını yanıtlayan Camuz, Şeyh Khalid Thani Al Thani ile ilişkisi olup olmadığı sorulduğunda yanıt vermedi.
Khalid Thani Al Thani de bu haber yayınlanana kadar DW’nin sorularını yanıtlamamıştı. (DW Türkçe)